‘’hukuki şâhâneme asla halel gelmemek şartıyla’’ ‘’şehitler tepesi boş kalmayacak’’ diyor bir muaviye tasdik eder mi sence bunu ölü…

  o araf aralığından uzattığın şiirinde ‘’ ellerini hatırlıyorum/unutabilirim de’’ demişsin ___ ya o çıldırık narsist dante özlemiyle sürgit küfürlerle…

  onca afyonlu kelime yan yana gelirse şiir olur ve körkütük zulüm kendi küllerini savurur azize’m gözbebeklerimizden ateş selleri akar…

    HÜZZAM TIRIS ATLARLA GEÇTİM KAÇ KEZ KALBİNİN ÜZERİNDEN BEN İLKOKUL  TERK /SALAK AŞKLAR SÜVARİSİ ÇİNGENEM İKİRCİĞİM CANALICIM BİTANEM…

  sen ne kadar küstün ya çocuk sol bacağına senin kadar küstüm ben de bu kente sen biliyordun bunu ama…

(talep , beyan, kabul ve taahhüt ediyorum) sana ıbanımı gönderdim nasıl bellenir bir mısranın namusu bak sana şiir öğreteceğim güzelim…

(iki dal papatya bıraktım say) orayı bilseydim bilebilseydim yığıldığın yere iki dal papatya bırakırdım bunlar tatyana’dan demezdim ama bende vefadır…

  incitilmiş bir gizdim makas değiştirirken âşkla kefenlenmiş çocukluğum sürrealist şiir parıltılarıyla geçtim senden o ince yokuştan inerken o yaralarının…

  bilemezsin bi rahimden öncesini yollarda ne âşklar ne onulmaz yaralar ne ihanet cümbüşleri toprak kokusu ve ille de kır…

  tanrını güveler yiyor yıldız harmanisinden nergis sen âşktan öyle suskun haykırdıkça aklım bir pîr oluyor anlıyorum beni kanatan hep…

  ali ekber hatmettüğümçün tezenemle kanamalı çok dayak yemiş çocuğum ben onunçün sadece gözlerime bak sevme beni   gülüşlerimiz mi…

  V. tüneksiz kuşlardır en yakın kimselerimiz sen kendini ateşe atma bununçün abraham bu coğrafyada gerizekalı ibrahim zebil VI. sen…

  tanrı tek kişilik bir oyundur güzelcim aha da şirk                     …

  pencereyi kapa karanlık dışarıda kalsın ve sus terbiyesizlik yapma tüm coğrafyalarda kan içiyor tanrıcımız büyük bir iştahla susss  …

I. ‘’böyle şâirler kalmadı’’ demiş bir söz ehli mukavva hangi acı eşiğinin müdavimidir bilemedim kayıtlarımda yok kayda değer midir dünle…

  sen musalladayken ben iki cigara sardım biri senin için sen içmezsin biliyorum ama sardım     böğrü sökülmüş bozkır…

  ben hançerlediğin yerde bıraktığın gibiyim hiç söylenmemiş kanamalı şiirlere gebe aşka eşkıya sağanaklara sığınak küfürlere besmele anılarına sarılmış megolaman…

tüm dillerde seviştik seninle serapa ağlaştık iki göz iki çeşme gülüştük bile yerlerde sürünerek utanmaz ve sütbeyaz satıldık ve öldük…

  gözbebeklerindeki kanlı katarakttan sen öyle hiç ıslanmadan öyle uzaklardan belki okuyabilirsin yağmuru ama kim kime ağlamalı önce bilemezsin kronik…

__________________(cemal’e gelsin) hep gözbebeklerimiz yanar ya onu beklerken bilirsin ‘’muttasıl kanar o güller’’ çok telaşlı sözlerle yaşıttır ya tanrı acını…

onun bunun çocuğuna denk gelse de ben taşralı bir sağanak çocuğuyum  içim çok gürültülü dışım suspus   adamlar ki kusmuk gülüşlerinde…